Die Inhaftierung von 16 TİP-Studierenden, die gegen Todesfälle von Kindern in MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi / Berufsbildungszentren) protestierten - Presseerklärung des Menschenrechtsvereins TÜDAY
Köln, 05. Dezember 2025 – Während die in der gesamten Türkei anhaltenden Todesfälle von arbeitenden Kindern in MESEM – Mesleki Eğitim Merkezleri (Berufsbildungszentren) das gesellschaftliche Gewissen erschüttern, wurden 16 Studierende der Türkiye İşçi Partisi (TİP) am 02.12.2025 festgenommen und einen Tag später inhaftiert, obwohl sie lediglich ihr verfassungsmäßiges Recht auf Meinungs-, Rede- und Versammlungsfreiheit ausgeübt hatten.
In İstanbul, wo der „Gipfel für Berufs- und Technische Bildung des Jahrhunderts der Türkei“ stattfand, protestierten die Studierenden friedlich gegen die Todesfälle von 14- und 15-jährigen Kindern in diesen Ausbildungszentren. Eine symbolische Aktion mit roter Farbe wurde von den Behörden als Vorwand für den Vorwurf der Sachbeschädigung genutzt, um die gewaltsame Festnahme und anschließende Untersuchungshaft zu rechtfertigen.
Diese Inhaftierungen sind:
– ein politischer Angriff auf eine demokratisch engagierte Jugend,
– ein Versuch, die wachsende Empörung über die Todesfälle in MESEM zu unterdrücken,
– Teil einer staatlichen Strategie, kritische Stimmen zu kriminalisieren und Protest zu ersticken.
TÜDAY stellt klar:
Das Leben von Kindern zu verteidigen ist kein Verbrechen.
Gerechtigkeit für getötete Kinder zu fordern ist kein Verbrechen.
Die Kriminalisierung friedlicher Studierender ist ein Angriff auf die Demokratie.
Unsere Forderungen sind eindeutig und unverhandelbar:
1. Die sofortige Freilassung der 16 inhaftierten Studierenden.
2. Eine unabhängige, transparente und öffentlich nachvollziehbare Untersuchung der Todesfälle von arbeitenden Kindern in MESEM.
3. Ein sofortiges Ende der Repression gegen Jugendliche, die legitimen Protest ausüben.
4. Die Abschaffung der strukturellen Bedingungen, die Kinderarbeit und tödliche Arbeitsunfälle ermöglichen, sowie wirksame Schutz- und Kontrollmechanismen.
Nicht diejenigen sollen bestraft werden, die die Wahrheit aussprechen – sondern die Bedingungen, die Kinder in den Tod treiben.
Lasst die Student*innen frei!
Unser Einsatz für das Recht auf Leben der Kinder geht weiter.
MESEM’lerde (Mesleki Eğitim Merkezi) yaşanan çocuk ölümlerini protesto eden 16 TİP’li öğrencinin tutuklanması
"Gençliği susturma ve toplumsal direnişi kriminalize etme girişimi"
Basına ve kamuoyuna
Köln, 5 Aralik 2025 – Türkiye’nin dört bir yanında MESEM – Mesleki Eğitim Merkezlerinde çalışan çocukların yaşamını yitirmesi toplumun vicdanını derinden yaralamaya devam ederken, Türkiye İşçi Partili (TİP) 16 üniversite öğrencisi, 02.12.2025 tarihinde gözaltına alınmış ve bir gün sonra tutuklanmıştır. Oysa öğrenciler yalnızca anayasal düşünce, ifade ve toplanma özgürlüklerini kullanmışlardır.
İstanbul’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi” sırasında öğrenciler, 14–15 yaşındaki çocukların yaşamını yitirdiği MESEM uygulamalarını protesto etmek amacıyla barışçıl bir eylem gerçekleştirmişlerdir. Kırmızı boyayla yapılan sembolik bir protesto eylemi ise, yetkililer tarafından mala zarar verme suçlamasına gerekçe olarak kullanılmış, bu da öğrencilerin zorla gözaltına alınmasını ve ardından tutuklanmasını meşrulaştırmak için bir bahane hâline getirilmiştir.
Bu tutuklamalar:
– demokratik haklarını kullanan gençliğe yönelik siyasi bir saldırıdır,
– MESEM’lerdeki çocuk ölümlerine karşı yükselen toplumsal tepkiyi bastırma girişimidir,
– eleştirel sesleri kriminalize etmeyi ve protesto hakkını ortadan kaldırmayı amaçlayan sistematik bir devlet politikasının parçasıdır.
TÜDAY olarak açıkça ifade ediyoruz:
Çocukların yaşam hakkını savunmak suç değildir.
Katledilen çocuklar için adalet istemek suç değildir.
Barışçıl öğrencileri kriminalize etmek ise demokrasiye saldırıdır.
Taleplerimiz açık ve tartışılmazdır:
1. Tutuklu bulunan 16 öğrencinin derhâl serbest bırakılması.
2. MESEM’lerde çalışan çocukların yaşamını yitirmesine ilişkin bağımsız, şeffaf ve kamuya açık bir soruşturma yürütülmesi.
3. Meşru protesto hakkını kullanan gençlere yönelik baskı ve kriminalizasyonun sonlandırılması.
4. Çocuk işçiliğini ve ölümle sonuçlanan çalışma koşullarını ortaya çıkaran yapısal sorunların ortadan kaldırılması; etkili denetim ve koruma mekanizmalarının oluşturulması.
Cezalandırılması gerekenler gerçeği söyleyenler değil, çocukları ölüme sürükleyen koşullardır.
Öğrencileri serbest bırakın!
Çocukların yaşam hakkı için mücadelemiz devam ediyor.